Keir Starmer’ın konuşması Yeni İşçi Partisi’ne net bir dönüşü işaret ediyor

Paylaş

Sosyalist Parti (CWI İngiltere ve Galler) haftalık gazetesinin gündem yazısı

İşçi Partisi lideri Keir Starmer’in İngiltere için vizyonunu ortaya koyduğu konuşması, sıkıcı olduğu yönündeki eleştirilere karşı hiçbir şey yapmadı. Neredeyse hiçbir politika önerisi içermiyordu. Yine de, Starmer’ın konuşması kendi açısından daha önemli olan başka bir rol oynadı ve en önemli mesajı olarak gördüğü şeyi ortaya koydu: Corbyn devri bitti.

Starmer’ın İşçi Partisi lideri olması için oy verenlerin çoğu bunu, İşçi Partisi’nin 2019 seçim manifestosundaki ana politikaları terk etmeyeceği umuduyla yaptı. Ancak, liderliğinin ilk gününden itibaren, kapitalist sınıfın çıkarlarına ters düşen herhangi bir politikanın yanında durmaya niyeti olmadığı açıktı.

Büyük şirketler

Starmer, Britanya bayrağı önünde yaptıgı konuşmaşını söyle özetlendi: “İşçi Partisi, sosyal adalet ve eşitliği sağlamanın tek yolunun iş dünyası ile güçlü bir ortaklıktan geçtiğini çok uzun süredir fark edemedi.”

Bunu söylerken kimi kastetti? Tony Blair, Gordon Brown veya Ed Miliband’ı değil. Starmer, Corbynism’i çöpe atmaya çalışıyordu: İşçi Partisi’nin Blair döneminin büyük şirketler yanlısı sloganları yerine, en azından çalışan ve orta sınıfların çıkarları için bir program ortaya koymaya hazır bir liderliğe sahip olduğu beş kısa yıldı bu Corbyn dönemi.

Kapitalist elitler, Corbyn’i yenmek için dişe diş savaştı ve ne yazık ki Corbyn ve çevresindekilerin tereddütleri ve uzlaşma konusundaki istekliliği onlara zafer kazandırdı. Bunu sonucu Starmer ve onun dirseğinde olan Peter Mandelson oldu. Tony Blair’in “karanlığın prensi” olarak nitelendirdiği Mandelson, zamanında Yeni İşçi Partisi’nin “insanların aşırı zenginleşmesine karşı son derece rahat olduğunu” ilan etmişti ve şimdi İşçi Partisi’ne aktif olarak geri döndü. Yani Starmer’ın konuşması ‘Yeni İşçi Partisi’nin’ yeniden ayaklanmasından başka bir şey değildi.

Özelleştirilmiş kamu hizmetlerinin kamulaştırılmasından veya vurguncuların Ulusal Sağlık sisteminden kovulmasından söz edilmedi. Corbyn’in kitlesel belediye evi yapımı programı vadi ortadan kalktı ve yerini anlamsız bir “uygun fiyatlı” konut hayaline bıraktı. On yıllardır Konservatifler ve Yeni İşçi Partisi hükümetleri uygun fiyatlı konut sözü verdiler, ancak bunu gerçekleştirmek için özel sektöre güvenerek güvensiz, pahalı evlerden başka bir şey yaratmadı.

Starmer, tekrar tekrar  iş dünyasıyla ortaklık sözü verdi. Salgın sırasında Britanya’da büyük işletmeler ile işçi sınıfı arasındaki uçurum açığa çıktı. En tepedeki birkaç kişi çok iyi iş çıkardı. Geçen yıl, İngiltere borsasındaki en büyük 100 şirketinin baş yöneticileri, işçilerinin ortalama ücretinin 73 katı bir ücret aldı.

Bu sırada, işverenler kârlarının korunmasını sağlamak ve krizi çalışanlarına yükletmek isterken, işçiler işten çıkarılıyor veya daha kötü şartlar ve koşullarda işten atılıp yeniden işe alınıyorlar.

Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Starmer’in politikaları göz önüne alındığında, Fırıncılar Sendikası başkanı sendikalarının üyelerine İşçi Partisi ile olan ilişkileri konusundaki istişarenin sonucunda işçilerin yalnızca %9’unun İşçi Partisi’nin kendi çıkarlarına hizmet ettiğini düşündüğünü bildirdi. İşlerini, ücretlerini ve yaşam koşullarını savunmak için çaresiz mücadelelerle karşı karşıya kalan işçi sınıfının ‘iş dünyasıyla ortaklığa’ ihtiyacı yok; siyasal arenada patronların saldırılarına karşı koymak için kendi bağımsız siyasi sesine ihtiyacı var.

Bu aşamada, İşçi Partisi’ne bağlı sol sendikaların liderleri, Corbyn’in İşçi Partisi milletvekili olarak yeniden görevlendirilmesini ve parti demokrasisinin yeniden tesis edilmesini talep ederek İşçi Partisi içinde bir kampanya ile mücadele etmeye odaklandılar.

Ne yazık ki Blair döneminde İşçi Partisi’nin demokratik yapılarının yok edilmesi Corbyn döneminde tersine çevrilmedi; kapitalizm yanlısı milletvekilleri ve meclis üyelerinin ön seçimi uygulanmadı. Bu durum, İşçi Partisine bağlı sendikaların sola kaydırmasına müsade vermeyen Starmer’ı, kendi kapitalizm yanlısı imajında bir parti makinesinin başına bırakıyor. Sendikaların büyük bir mali etkisi de yok – İşçi Partisinin fonlarının sadece %11’i 2019’da sendika aidatlarından geldi.

Sol sendika liderleri, İşçi Partisi’nin ulusal yürütme komitesinin (NEC) acil durum konferansı düzenlemesini talep ediyor. Ama daha ileri gitmeleri gerekiyor. NEC bu teklifi reddederse, ki büyük olasılıkla rededcekler,  sendika liderleri, Starmer’ın sağa doğru yönelimine karşı çıkan ve işçi sınıfının siyasal temsiliyeti için bir araç isteyen – İşçi Partisi içinde ve dışında – herkesi içeren bir konferans düzenlemelidir.

Kesinti karşıtı adaylar

Sendika şübelerini Mayıs seçimlerinde kesinti karşıtı adaylarını desteklmesini sağlayabilmek veya parlamentoda bir sendika grubu kurulması (belki de Corbyn’i başkan olarak önerebilir) gibi sınırlı adımların bile kabul eden bir konferans, Starmer’ın Yeni İşçi Partisine karşı mücadelede kapalı kapılar ardında sağcılara yalvarmak yerine daha etkili olur.

Aynı zamanda, Mayıs seçimlerinde yaygın bir kesinti karşıtı mücadelesine zemin hazırlayacaktır. Bu, son on yılın herhangi bir döneminde olduğundan daha önemlidir; her 10 belediyeden sekizin sosyal servis bakımdan tektik iflasla karşı karşıya ve İşçi Partisi belediyelerinin büyük kesintiler uygulamaya hazırlanıyor.    

Ancak sol sendika liderleri harekete geçmezlerse, Sosyalist Parti (CWI İngiltere ve Galler), Mayıs seçimlerinde işçi sınıfının kemer sıkma politikalarına karşı bir meydan okumasını sağlamak için mücadele edecek. Sosyalist Parti üyeleri, Sendikacılar ve Sosyalist Koalisyonun (TUSC) bir parçası olarak diğer sendikacılar, mahalle aktivistleri ve gençlerler birlikte, Konservatiflere ve Yeni İşçi Partisine karşı sandıkta mücadele edecek.

Orijinal yazı: https://www.socialistparty.org.uk/articles/32074/24-02-2021/starmers-speech-a-return-to-new-labour


Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir